Part 30

 

Nebe Sûresi

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm

 

[78.1] Birbirlerine neyi soruyorlar?

[78.2] O büyük haberden mi?

[78.3] (İnanıp inanmamakta) ayrılığa düşmektedirler.

[78.4] Hayır! Anlayacaklar!

[78.5] Yine hayır! Onlar anlayacaklar!

[78.6] Biz yeryüzünü bir döşek, yapmadık mı?

[78.7] Dağları da birer kazık .

[78.8] Sizi çifter çifter yarattık.

[78.9] Uykunuzu bir dinlenme kıldık.

[78.10] Geceyi bir örtü yaptık.

[78.11] Gündüzü de çalışıp kazanma zamanı kıldık.

[78.12] Üstünüzde yedi kat sağlam göğü bina ettik.

[78.13] (Orada) alev alev yanan bir kandil yarattık.

[78.14] Sıkışan bulutlardan şarıl şarıl akan sular indirdik.

[78.15] Size tohumlar, bitkiler,yetiştirmek için

[78.16] Ve ağaçları(birbirine) sarmaş dolaş bahçeler.

[78.17] Şüphesiz hüküm günü vakit olarak belirlenmiştir.

[78.18] Sûr'a üflendiği gün, bölük bölük Allah'a gelirsiniz.

[78.19] Gökyüzü açılır ve orada pek çok kapılar oluşur;

[78.20] Dağlar yürütülür, serap haline gelir.

[78.21] Şüphesiz, cehennem pusuda beklemektedir.

[78.22] Azgınların barınacağı yerdir (cehennem).

[78.23] (Azgınlar) orada çağlar boyu kalacaklar ,

[78.24] Orada bir serinlik ya da (susuzluk gideren) bir içecek tatmazlar,

[78.25] Kaynar su ve irin (tadarlar).

[78.26] Ancak (dünyada yaptıklarına) uygun karşılık olarak.

[78.27] Çünkü onlar hesap gününü (geleceğini) ummazlardı.

[78.28] Bizim âyetlerimizi yalanladıkça yalanlamışlardı.

[78.29] Biz ise her şeyi bir kitapta sayıp yazmışızdır.

[78.30] Tadın! Bundan sonra yalnızca azabınızı arttıracağız.

[78.31] Şüphesiz takvâ sahipleri için de başarı ödülü vardır.

[78.32] Bahçeler,bağlar,

[78.33] Göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar,

[78.34] Ve içki dolu kâse(ler) .

[78.35] Onlar orada ne boş bir lâkırdı ne de yalan işitirler.

[78.36] Bunlar Rabbinin yeterli bir bağışı, mükâfatıdır.

[78.37] O, göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbidir. O, rahmândır. O gün insanlar O'na karşı konuşmaya yetkili değillerdir.

[78.38] Ruh (Cebrail) ve melekler saf saf olup durduğu gün, Rahmân'ın izin verdiklerinden başkaları konuşmazlar; konuşan da doğruyu söyler.

[78.39] İşte o, kesin olarak gelecek gündür. O halde dileyen Rabbine varan bir yol tutsun.

[78.40] Biz, yakın bir azap ile sizi uyardık. O gün kişi önceden yaptıklarına bakacak ve inkârcı kişi: "Keşke toprak olsaydım!" diyecektir.

 

Nâzi'ât Sûresi

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm

 

[79.1] Söküp çıkaranlara, andolsun;

[79.2] Yavaşça çekenlere,

[79.3] Yüzdükçe yüzenlere,

[79.4] Yarıştıkça yarışanlara,

[79.5] Derken iş düzenleyenlere .

[79.6] Birinci üflemenin (kâinatı) sarstığı,

[79.7] Onu ikinci üflemenin takip ettiği gün,

[79.8] İşte o gün yürekler kaygıdan oynar,

[79.9] Gözler yorgun düşer.

[79.10] Diyorlar ki, "Öldükten sonra biz, (dünyadaki) ilk halimize mi döndürüleceğiz,

[79.11] (Hem de) çürümüş kemikler olduktan sonra ha?"

[79.12] "O zaman bu, ziyanlı bir dönüş olur" dediler.

[79.13] Bu dönüş, sadece bir seslenmeye bakar.

[79.14] Birdenbire kendilerini mahşerde buluverirler.

[79.15] (Habibim!) Sana Musa'nın haberi geldi mi?

[79.16] Kutsal vâdi Tuvâ'da Rabbi ona şöyle seslenmişti:

[79.17] Firavun'a git! Çünkü o çok azdı.

[79.18] De ki:Nasıl arınmağa gönlün var mı?

[79.19] Seni Rabbimin yoluna iletmemi ister misin? Böylece ondan korkarsın.

[79.20] Ve ona en büyük mucizeyi gösterdi.

[79.21] (O ise) hemen yalanladı ve isyan etti.

[79.22] Sonra (inkâr için) olanca çabasını göstererek sırtını döndü.

[79.23] Derhal (adamlarını) topladı ve (onlara) bağırdı:

[79.24] Ben, sizin en yüce Rabbinizim! dedi.

[79.25] Allah onu, (herkese ibret olarak) dünya ve ahiret azabıyla cezalandırdı.

[79.26] Elbette bunda, korkan kimseler için büyük bir ibret vardır.

[79.27] Sizi yaratmak mı daha güç, yoksa gökyüzünü yaratmak mı, ki onu Allah bina etti,

[79.28] Onu yükseltti, düzene koydu ,

[79.29] Gecesini kararttı, gündüzünü ağarttı.

[79.30] Ondan sonra da yerküreyi döşedi,

[79.31] Yerden suyunu ve otlağını çıkardı,

[79.32] Dağları sağlam bir şekilde yerleştirdi.

[79.33] Kendiniz ve hayvanlarınız için bir faydalanma olmak üzere.

[79.34] Her şeyi alt üst eden o büyük felâket geldiği vakit,

[79.35] İnsanın yapıp ettiklerini hatırlayacağı gün,

[79.36] Ve görene cehennem açık bir şekilde gösterilmiştir.

[79.37] Artık kim azmışsa,

[79.38] Ve dünya hayatını ahirete tercih etmişse,

[79.39] Şüphesiz cehennem(onun için) tek barınaktır.

[79.40] Rabbinin makamından korkan ve nefsini kötü arzulardan uzaklaştırmış kimse için,

[79.41] Şüphesiz cennet(onun) yegâne barınağıdır.

[79.42] Sana kıyameti sorarlar: Gelip çatması ne zamandır? (derler.)

[79.43] Sen onu nereden bilip bildireceksin!

[79.44] Onun nihaî ilmi yalnız Rabbine aittir.

[79.45] Sen ancak ondan korkanları uyarırsın.

[79.46] Kıyamet gününü gördüklerinde (dünyada) sadece bir akşam vakti ya da kuşluk zamanı kadar kaldıklarını sanırlar.

 

Abese Sûresi

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm

 

[80.1] (Peygamber), yüzünü ekşitti ve geri döndü.

[80.2] Âmânın kendisine gelmesinden ötürü

[80.3] Belki o temizlenecek,

[80.4] Yahut öğüt alacak da o öğüt ona fayda verecek.

[80.5] Kendini (sana) muhtaç görmeyene gelince,

[80.6] Sen ona yöneliyorsun,

[80.7] Oysa ki onun temizlenip arınmasından sen sorumlu değilsin.

[80.8] Fakat koşarak sana gelen ,

[80.9] Ve (Allah'tan) korkarak gelenle ,

[80.10] Sen onunla ilgilenmiyorsun.

[80.11] Hayır! Şüphesiz bunlar bir öğüttür,

[80.12] Dileyen ondan (Kur'an'dan) öğüt alır,

[80.13] O, değerli sahifelerdir,

[80.14] Tertemiz kılınmış, yüce makamlara kaldırılmış mukaddes sahifelerde,

[80.15] Kâtiplerin ellerindedir ,

[80.16] Değerli ve güvenilir katiplerin.

[80.17] Kahrolası insan! Ne inkârcıdır!

[80.18] Allah onu neden yarattı?

[80.19] Bir nutfeden (spermadan) yarattı da ona şekil verdi.

[80.20] Sonra ona yolu kolaylaştırdı.

[80.21] Sonra onun canını aldı ve kabre soktu.

[80.22] Sonra dilediği bir vakitte onu yeniden diriltir.

[80.23] Hayır! (İnsan) Allah'ın emrettiğini yapmadı.

[80.24] İnsan, yediğine bir baksın!

[80.25] Yağmurlar yağdırdık,

[80.26] Sonra toprağı göz göz yardık,

[80.27] Bu suretle orada ekinler bitirdik,

[80.28] Üzümler ,yoncalar ,

[80.29] Zeytinlikler, hurmalıklar ,

[80.30] İri ve sık ağaçlı bahçeler,

[80.31] Meyveler ve çayırlar bitirdik.

[80.32] (Bütün bunlar) sizi ve hayvanlarınızı yararlandırmak içindir.

[80.33] Kulakları sağır eden o ses geldiğinde,

[80.34] İşte o gün kişi kardeşinden, kaçar.

[80.35] Annesinden, babasından,

[80.36] Eşinden ve çocuklarından .

[80.37] O gün, herkesin kendine yetip artacak bir derdi vardır.

[80.38] O gün bir takım yüzler parıl parıl,

[80.39] Güler ve sevinir.

[80.40] Yine o gün birtakım yüzleri de keder bürümüş,

[80.41] Hüzünden kapkara kesilmiştir.

[80.42] İşte bunlar kâfirlerdir, günahkârlardır.

 

Tekvîr Sûresi

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm

 

[81.1] Güneş katlanıp dürüldüğünde,

[81.2] Yıldızlar (kararıp) döküldüğünde,

[81.3] Dağlar (sallanıp) yürütüldüğünde,

[81.4] Gebe develer salıverildiğinde,

[81.5] Vahşî hayvanlar toplanıp bir araya getirildiğinde,

[81.6] Denizler kaynatıldığında,

[81.7] Ruhlar (bedenlerle) birleştirildiğinde,

[81.8] Diri diri toprağa gömülen kıza, sorulduğunda,

[81.9] "Hangi günah sebebiyle öldürüldü?diye.

[81.10] (Amellerin yazılı olduğu) defterler açıldığında,

[81.11] Gökyüzü sıyrılıp alındığında,

[81.12] Cehennem tutuşturulduğunda,

[81.13] Ve cennet yaklaştırıldığında,

[81.14] Kişi neler getirdiğini öğrenmiş olacaktır.

[81.15] Şimdi yemin ederim o sinenlere ,

[81.16] O akıp akıp yuvasına gidenlere,

[81.17] Kararmaya yüz tuttuğunda geceye andolsun,

[81.18] Ağarmaya başladığında sabaha andolsun ki,

[81.19] O (Kur'an), şüphesiz değerli,bir elçinin (Cebrail'in) getirdiği sözdür.

[81.20] O elçi güçlü, Arş'ın sahibi (Allah'ın) katında çok itibarlıdır.

[81.21] O orada sayılan, güvenilen (bir elçi) dir.

[81.22] Arkadaşınız (Muhammed) de mecnun değildir.

[81.23] Andolsun ki, onu (Cebrail'i) apaçık ufukta görmüştür.

[81.24] O, gaybın bilgilerini (sizden) esirgemez.

[81.25] O lânetlenmiş şeytanın sözü de değildir.

[81.26] Hal böyle iken nereye gidiyorsunuz?

[81.27] O, herkes için, bir öğüttür,

[81.28] Sizden doğru yolda gitmek isteyenler için de.

[81.29] Alemlerin Rabbi Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.

 

İnfitâr Sûresi

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm

 

[82.1] Gökyüzü yarıldığı zaman,

[82.2] Yıldızlar döküldüğü zaman,

[82.3] Denizler birbirine katıldığı zaman,

[82.4] Kabirlerin içindekiler dışarı çıkarıldığı zaman,

[82.5] İnsanoğlu (yapıp) gönderdiklerini ve (yapamayıp) geride bıraktıklarını bir bir anlar.

[82.6] Ey insan! İhsanı bol Rabbine karşı seni aldatan nedir?

[82.7] O Allah ki seni yarattı, seni düzgün ve dengeli kılıp,ölçülü bir biçim verdi.

[82.8] Seni istediği her hangi bir şekilde parçalardan oluşturdu.

[82.9] Hayır! Siz yine de dini yalanlıyorsunuz.

[82.10] Şunu iyi bilin ki üzerinizde bekçiler var,

[82.11] Değerli yazıcılar var,

[82.12] Onlar, yapmakta olduklarınızı bilirler.

[82.13] İyiler muhakkak cennettedirler,

[82.14] Kötüler de cehennemdedirler.

[82.15] Ceza gününde oraya girerler.

[82.16] Onlar (kâfirler) oradan bir daha da ayrılmazlar.

[82.17] Ceza günü nedir bilir misin?

[82.18] Evet, bilir misin? Nedir acaba o ceza günü?

[82.19] O gün hiçbir kimse başkası için bir şey yapamaz. O gün iş Allah' a kalmıştır.

 

Mutaffifîn Sûresi

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm

 

[83.1] Eksik ölçüp noksan yapan hilekârlara yazıklar olsun!

[83.2] Onlar insanlardan alırken ölçüp tarttıklarında tam,

[83.3] Onlara vermek için ölçüp tarttıklarında ise eksik ölçer ve tartarlar.

[83.4] Onlar düşünmezler mi ki, tekrar diriltilecekler!

[83.5] Büyük bir günde

[83.6] Öyle bir gün ki, insanlar o günde âlemlerin Rabbinin huzurunda divan duracaklardır.

[83.7] Doğrusu günahkârların yazısı, muhakkak Siccîn'de olmaktır.

[83.8] Siccîn nedir, bilir misin?

[83.9] (O günahkârların yazısı) Amellerin sayılıp yazıldığı bir kitaptır.

[83.10] O gün vay haline yalancıların!

[83.11] Ki onlar, ceza gününü yalan sayarlar.

[83.12] Onu ancak hükümleri çiğneyen ve günaha dalan kimseler yalanlar.

[83.13] Böyle birine âyetlerimiz okununca "Eskilerin masalları" derdi.

[83.14] Hayır! Bilakis onların işlemekte oldukları (kötülükler) kalplerini kirletmiştir.

[83.15] Hayır! Onlar şüphesiz o gün Rablerinden (O'nu görmekten) mahrum kalmışlardır.

[83.16] Sonra onlar cehenneme girerler.

[83.17] Sonra onlara: "İşte yalanlamış olduğunuz (cehennem) budur" denilir.

[83.18] Hayır! Andolsun iyilerin kitabı İlliyyûn'dadır.

[83.19] İlliyyûn nedir, bilir misin?

[83.20] (O İlliyyûn'daki kitap) İçinde ameller kaydedilmiş bir kitaptır.

[83.21] O kitabı, Allah'a yakın olanlar görür.

[83.22] İyiler kesinkes cennettedir.

[83.23] Onlar orada koltuklar üzerinde etrafa bakarlar.

[83.24] Onların yüzünde nimetlerin sevincini görürsün.

[83.25] Kendilerine mühürlü hâlis bir içki sunulur.

[83.26] Onun içiminin sonunda misk kokusu vardır. İşte yarışanlar ancak onda yarışsınlar.

[83.27] Karışımı Tesnîm'dendir.

[83.28] (O Tesnîm Allah'a) Yakın olanların içecekleri bir kaynaktır.

[83.29] Şüphesiz günahkârlar, (dünyada) iman edenlere gülerlerdi.

[83.30] Onlarla karşılaştıklarında kaş göz hareketiyle alay ederlerdi.

[83.31] Ailelerine döndüklerinde, (alaylarından dolayı) keyiflenerek dönerlerdi.

[83.32] Müminleri gördüklerinde: "Şüphesiz bunlar sapıtmış" derlerdi.

[83.33] Halbuki onlar, müminleri denetleyici olarak gönderilmediler.

[83.34] İşte o gün (ahirette) de iman edenler kâfirlere gülerler.

[83.35] Koltuklar üzerinde etrafa bakarlar.

[83.36] Kâfirler yaptıklarının cezasını bulduar mı! (Elbette buldular).

 

İnşikak Sûresi

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm

 

[84.1] Gök yarıldığı,

[84.2] Rabbine kulak verip boyun eğecek hale getirildiği zaman,

[84.3] Yer dümdüz edildiği,

[84.4] İçinde bulunanları atıp boşaldığı ,

[84.5] Ve Rabb'ini dinleyip O'na hakkıyla itaata mecbur kılındığı vakit (insanoğlu yaptıkları ile karşılaşır).

[84.6] Ey insan! Şüphe yok ki sen Rabbine karşı çaba üstüne çaba göstermektesin; sonunda O'na varacaksın.

[84.7] Kimin kitabı sağından verilirse,

[84.8] Kolay bir hesapla hesaba çekilecek;

[84.9] Ve sevinçli olarak ailesine dönecektir.

[84.10] Kimin de kitabı arkasından verilirse,

[84.11] Derhal yok olmayı isteyecek,

[84.12] Ve alevli ateşe girecektir.

[84.13] Zira o, (dünyada) ailesi içinde (mal-mülk sebebiyle) şımarmıştı.

[84.14] O hiçbir zaman Rabbine dönmeyeceğini sandı.

[84.15] Oysa gerçekten Rabbi onu görüyordu.

[84.16] Hayır! Şafağa, yemin ederim ki ,

[84.17] Geceye ve onda basan karanlığa,

[84.18] Dolunay olmuş aya ,

[84.19] Ki,siz elbette halden hale geçeceksiniz.

[84.20] Böyleyken onlar acaba neden iman etmezler?

[84.21] Onlar kendilerine Kur'an okununca secde de etmezler.

[84.22] Aksine, kâfirler yalanlıyorlar.

[84.23] Halbuki Allah onların gizlediği şeyleri çok iyi bilir.

[84.24] (Resûlüm!) Onlara acı azabı müjdele!

[84.25] İman edip sâlih amel işleyenler başkadır; onlar için arkası kesilmeyen bir mükâfat vardır.

 

Burûc Sûresi

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm

 

[85.1] Burçlara sahip gökyüzüne,

[85.2] Geleceği bildirilmiş olan güne,

[85.3] (O günde) tanıklık edene ve edilene andolsun ki,

[85.4] Kahroldu o hendeğin sahipleri,

[85.5] O çıralı ateşin ,

[85.6] Onlar (yakanlar) da başlarına oturmuşlar,

[85.7] Müminlere yapmakta oldukları işkenceyi seyrediyorlardı.

[85.8] Onlardan, sırf, azîz ve hamîd olan Allah'a iman ettikleri için intikam aldılar.

[85.9] O Allah ki, göklerin ve yerin mülkü kendisine aittir, ve Allah her şeye şahittir .

[85.10] Şüphesiz inanmış erkeklerle inanmış kadınlara işkence edip sonra tevbe de etmeyenlere cehennem azabı ve (orada) yanma cezası vardır.

[85.11] İman edip sâlih ameller işleyenlere ise, zemininden ırmaklar akan cennetler vardır. İşte büyük kurtuluş budur.

[85.12] Şüphesiz Rabbinin yakalaması çok şiddetlidir.

[85.13] Bilin ki O, (kâinat yokken) ilk olarak yaratan, (ölümden sonra tekrar hayatı) geri getirendir.

[85.14] O, çok bağışlayan ve çok sevendir.

[85.15] Şerefli Arş'ın sahibidir.

[85.16] Dilediği şeyleri mutlaka yapandır.

[85.17] Orduların, haberi sana geldi mi?

[85.18] Yani Firavun ve Semûd'un

[85.19] Doğrusu inkârcılar (gerçeği) yalanlayıp dururlar.

[85.20] Allah onları arkalarından kuşatmıştır.

[85.21] Hayır o şerefli bir Kur'an'dır.

[85.22] Levh-i Mahfuz'dadır.

 

Târık Sûresi

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm

 

[86.1] Gökyüzüne ve târıka (sabah yıldızına) yemin ederim.

[86.2] Târıkın ne olduğunu nereden bileceksin?

[86.3] (O, karanlığı) delen yıldızdır.

[86.4] Hiç kimse yoktur ki üzerinde bir koruyucu, bir denetleyici bulunmasın.

[86.5] İnsan neden yaratıldığına bir baksın!

[86.6] Atılan bir sudan yaratıldı.

[86.7] (O su) sırt ile göğüs kafesi arasından çıkar.

[86.8] İşte Allah (başlangıçta bu şekilde yarattığı) insanı tekrar yaratmaya da kadirdir.

[86.9] Gizlenenlerin ortaya döküldüğü gün

[86.10] O gün insan için ne bir güç ne de bir yardımcı vardır.

[86.11] Dönüş sahibi olan (yağmur yağdıran) göğe, yemin ederim ki,

[86.12] (Nebat ile) yarılan yere ,

[86.13] Şüphesiz Kur'an, (hak ile bâtılı) ayıran bir sözdür.

[86.14] O, asla bir şaka değildir.

[86.15] Onlar bir tuzak kurarlar,

[86.16] Ben de bir tuzak kurarım.

[86.17] Onun için Kâfirlere mühlet ver, onları biraz kendi hallerine bırak (pek yakında desteğimiz sana gelecek).

 

A'lâ Sûresi

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm

 

[87.1] Yüce Rabbinin adını,

[87.2] Yaratıp düzene koyan,

[87.3] Takdir edip yol gösteren,

[87.4] (Topraktan) yeşil otu çıkaran,

[87.5] Sonra da onu kapkara bir sel artığına çeviren yüce Rabbinin adını tesbih (ve takdis) et.

[87.6] Sana (Kur an'ı) okutacağız; sen hiç unutmayacaksın.

[87.7] Artık Allah'ın dilediği hariç, Şüphesiz Allah, açığı ve gizleneni bilir.

[87.8] Seni en kolaya muvaffak kılacağız.

[87.9] O halde eğer öğüt fayda verirse öğüt ver.

[87.10] (Allah'tan) korkan öğütten yararlanacak.

[87.11] Kötü kimse ise öğütten kaçınacaktır.

[87.12] O ki,en büyük ateşe girecektir.

[87.13] Sonra o, ateşte ne ölür ne de yaşar.

[87.14] Doğrusu feraha ermiştir temizlenen,

[87.15] Rabbinin adını anıp O'na kulluk eden.

[87.16] Fakat siz (ey insanlar! ) dünya hayatını tercih ediyorsunuz.

[87.17] Oysa ahiret daha hayırlı daha devamlıdır.

[87.18] Şüphesiz bu (anlatılanlar), önceki kitaplarda, vardır.

[87.19] İbrahim ve Musa'nın kitaplarında.

 

Ğâşiye Sûresi

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm

 

[88.1] (Resûlüm!) Dehşeti her şeyi kaplayan kıyametin haberi sana geldi mi?

[88.2] O gün bir takım yüzler zelildir,

[88.3] Durmadan çalışır, (fakat boşuna) yorulur,

[88.4] Kızgın ateşe girer.

[88.5] Onlara kaynar su pınarından içirilir.

[88.6] Onlar için kuru dikenden başka yemek yoktur,

[88.7] O ise ne besler ne de açlığı giderir.

[88.8] O gün bir takım yüzler de vardır ki, mutludurlar,

[88.9] (dünyadaki) çabalarından hoşnut olmuşlardır,

[88.10] Yüce bir cennettedirler.

[88.11] Orada boş bir söz işitmezler.

[88.12] Orada (cennette) devamlı akan bir pınar,

[88.13] Yükseltilmiş tahtlar,

[88.14] Konulmuş kadehler,

[88.15] Sıra sıra dizilmiş yastıklar,

[88.16] Serilmiş halılar vardır.

[88.17] (İnsanlar) devenin nasıl yaratıldığına, bakmazlar mı?

[88.18] Göğe bakmıyorlar mı nasıl yükseltilmiş?

[88.19] Dağların nasıl dikildiğine, bakmazlar mı?

[88.20] Yeryüzünün nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı?

[88.21] O halde (Resûlüm), öğüt ver. Çünkü sen ancak öğüt vericisin.

[88.22] Onların üzerinde bir zorba değilsin.

[88.23] Ancak yüz çevirir inkâr ederse,

[88.24] İşte öylesini Allah en büyük azap ile cezalandırır.

[88.25] Şüphesiz onların dönüşü sadece bizedir.

[88.26] Sonra onların sorguya çekilmesi de sadece bize aittir.

 

Fecr Sûresi

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm

 

[89.1] Andolsun Fecre ,

[89.2] On geceye ,

[89.3] Çifte ve teke,

[89.4] (her şeyi karanlığı ile) örttüğü an geceye

[89.5] Bunlarda akıl sahibi için elbette birer yemin (değeri) vardır.

[89.6] Görmedin mi, Rabbin ne yaptı Âd kavmine?

[89.7] Direkleri (yüksek binaları) olan, İrem şehrine?

[89.8] Ki ülkeler içinde onun benzeri yaratılmamıştı ,

[89.9] O vadide kayaları yontan Semûd kavmine?

[89.10] Kazıklar (çadırlar, ordular) sahibi Firavun'a?

[89.11] Ki onların hepsi ülkelerinde azgınlık ettiler.

[89.12] Oralarda kötülüğü çoğalttılar.

[89.13] Bu yüzden Rabbin onların üstüne azap kamçısı yağdırdı.

[89.14] Çünkü Rabbin (her an) gözetlemededir.

[89.15] İnsan var ya, Rabbi kendisini imtihan edip de ikramda bulunduğunda ve bol nimet verdiğinde "Rabbim bana ikram etti" der.

[89.16] Onu imtihan edip rızkını daralttığında ise "Rabbim beni önemsemedi" der.

[89.17] Hayır! Doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz,

[89.18] Yoksulu yedirmeye birbirinizi teşvik etmiyorsunuz,

[89.19] Haram helâl demeden mirası yiyorsunuz.

[89.20] Malı aşırı biçimde seviyorsunuz.

[89.21] Ama yeryüzü parça parça döküldüğü,

[89.22] Rabbin(in emri) geldiği ve melekler saf saf dizildiği zaman (her şey ortaya çıkacaktır).

[89.23] O gün cehennem getirilir, insan yaptıklarını birer birer hatırlar. Fakat bu hatırlamanın ne faydası var!

[89.24] (İşte o zaman insan:) "Keşke bu hayatım için bir şeyler yapıp gönderseydim!" der.

[89.25] Artık o gün, Allah'ın edeceği azabı kimse edemez.

[89.26] 0'nun vuracağı bağı kimse vuramaz.

[89.27] Ey huzura kavuşmuş insan!

[89.28] Sen O'ndan hoşnut, O da senden hoşnut olarak Rabbine dön.

[89.29] (Seçkin) kullarım arasına katıl,

[89.30] Ve cennetime gir!

 

Beled Sûresi

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm

 

[90.1] Andolsun bu beldeye ,

[90.2] Ki sen bu beldedesin ,

[90.3] Ve andolsun babaya ve ondan meydana gelen çocuğa,

[90.4] Biz, insanı (yüzyüze geleceği nice) zorluklar içinde yarattık.

[90.5] İnsan, hiç kimsenin kendisine güç yetiremeyeceğini mi sanıyor?

[90.6] "Pek çok mal harcadım" diyor.

[90.7] Kimse onu görmedi mi sanıyor?

[90.8] Biz ona iki göz vermedik mi?

[90.9] Bir dil ve iki dudak ,

[90.10] Ona iki yolu (doğru ve eğriyi) gösterdik .

[90.11] Fakat o, sarp yokuşu aşamadı.

[90.12] O sarp yokuş nedir bilir misin?

[90.13] Köle azat etmek,

[90.14] Veya açlık gününde yemek yedirmektir,

[90.15] Yakınlığı olan bir yetime

[90.16] Veya hiçbir şeyi olmayan yoksula.

[90.17] Sonra iman edenlerden, birbirlerine sabrı tavsiye edenlerden ve birbirlerine acımayı öğütleyenlerden olmaktır.

[90.18] İşte bunlar sağdakilerdir.

[90.19] Ayetlerimizi inkâr edenler ise işte onlar soldakilerdir,

[90.20] Cezaları, kapıları üzerlerine sımsıkı kapatılmış bir ateştir.

 

Şems Sûresi

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm

 

[91.1] Güneşe ve kuşluk vaktindeki aydınlığına

[91.2] Güneşi takip ettiğinde Ay'a,

[91.3] Onu açığa çıkarttığında gündüze,

[91.4] Onu örttüğünde geceye,

[91.5] Gökyüzüne ve onu bina edene,

[91.6] Yere ve onu yapıp döşeyene,

[91.7] Nefse ve ona birtakım kabiliyetler verene,

[91.8] Sonra da ona iyilik ve kötülükleri ilham edene yemin ederim ki,

[91.9] Nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiştir,

[91.10] Onu kötülüklere gömen de ziyan etmiştir.

[91.11] Semud kavmi azgınlığı yüzünden (Allah'ın elçisini) yalanladı.

[91.12] Onların en bedbahtı (deveyi kesmek için) atıldığında,

[91.13] Allah'ın Resûlü onlara: "Allah'ın devesine ve onun su hakkına dokunmayın!" dedi.

[91.14] Ama onlar, onu yalanladılar ve deveyi kestiler. Bunun üzerine Rableri günahları sebebiyle onlara büyük bir felâket gönderdi de hepsini helâk etti.

[91.15] (Allah, bu şekilde azap etmenin) âkıbetinden korkacak değil ya!

 

Leyl Sûresi

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm

 

[92.1] (Karanlığı ile etrafı) bürüyüp örttüğü zaman geceye,

[92.2] Açılıp ağardığı vakit gündüze,

[92.3] Erkeği ve dişiyi yaratana yemin ederim ki,

[92.4] Sizin işleriniz başka başkadır.

[92.5] Artık kim verir ve sakınırsa,

[92.6] Ve en güzeli de tasdik ederse,

[92.7] Biz de onu en kolaya hazırlarız (onda başarılı kılarız).

[92.8] Kim cimrilik eder, kendini müstağni sayar,

[92.9] Ve en güzeli de yalanlarsa,

[92.10] Biz de onu en zora hazırlarız.

[92.11] Düştüğü zaman da malı kendisine hiç fayda vermez.

[92.12] Doğru yolu göstermek bize aittir.

[92.13] Şüphesiz ahiret de dünya da bizimdir.

[92.14] (Ey insanlar! ) Alev alev yanan bir ateşle sizi uyardım.

[92.15] O ateşe, ancak kötü olan girer.

[92.16] Öyle kötü ki, yalanlayıp ve yüz çevirmiştir.

[92.17] En çok korunan ise ondan (ateşten) uzak tutulur.

[92.18] O ki ,Allah yolunda malını verir, temizlenir.

[92.19] Onun nezdinde hiçbir kimseye ait şükranla karşılanacak bir nimet yoktur.

[92.20] O ancak Yüce Rabbinin rızasını aramak için verir.

[92.21] Ve o (buna kavuşarak) hoşnut olacaktır.

 

Duhâ Sûresi

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm

 

[93.1] Andolsun kuşluk vaktine

[93.2] Ve sükûna erdiğinde geceye ki,

[93.3] Rabbin seni bırakmadı ve sana darılmadı.

[93.4] Gerçekten senin için ahiret dünyadan daha hayırlıdır.

[93.5] Pek yakında Rabbin sana verecek de hoşnut olacaksın.

[93.6] O, seni yetim bulup barındırmadı mı?

[93.7] Şaşırmış bulup da yol göstermedi mi?

[93.8] Seni fakir bulup zengin etmedi mi?

[93.9] Öyleyse yetimi sakın ezme.

[93.10] El açıp isteyeni de sakın azarlama.

[93.11] Ve Rabbinin nimetini minnet ve şükranla an.

 

İnşirâh Sûresi

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm

 

[94.1] Biz senin göğsünü açıp genişletmedik mi?

[94.2] Yükünü senden alıp atmadık mı?

[94.3] O senin belini büken yükü .

[94.4] Senin şânını ve ününü yüceltmedik mi?

[94.5] Elbette zorluğun yanında bir kolaylık vardır.

[94.6] Gerçekten, zorlukla beraber bir kolaylık daha vardır.

[94.7] Boş kaldın mı hemen (başka) işe koyul,

[94.8] Yalnız Rabbine yönel.

 

Tîn Sûresi

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm

 

[95.1] İncire, zeytine,

[95.2] Sina dağına ,

[95.3] Ve şu emîn beldeye yemin ederim ki,

[95.4] Biz insanı en güzel biçimde yarattık.

[95.5] Sonra da çevirdik aşağıların aşağısına attık.

[95.6] Fakat iman edip sâlih amel işleyenler için eksilmeyen devamlı bir ecir vardır.

[95.7] Artık bundan sonra, ceza günü konusunda seni kim yalanlayabilir?

[95.8] Allah, hüküm verenlerin en üstünü değil midir?

 

Alak Sûresi

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm

 

[96.1] Yaratan Rabbinin adıyla oku!

[96.2] O, insanı bir aşılanmış yumurtadan yarattı.

[96.3] Oku! Rabbin, en büyük kerem sahibidir.

[96.4] O Rab ki kalemle (yazmayı) öğretti.

[96.5] İnsana bilmedikleri şeyi öğretti.

[96.6] Gerçek şu ki, insan azar.

[96.7] Kendini kendine yeterli gördüğü için.

[96.8] Kuşkusuz dönüş Rabbinedir.

[96.9] Gördün mü şu men edeni,

[96.10] Namaz kılarken bir kulu (Peygamber'i namazdan)?

[96.11] Gördün mü, ya o (Peygamber) doğru yolda olur,

[96.12] Yahut takvâyı emrediyorsa?

[96.13] Ne dersin o (meneden, Peygamber'i) yalanlıyor ve doğru yoldan yüz çeviriyorsa!

[96.14] (Bu adam) Allah'ın, (yaptıklarını) gördüğünü bilmez mi!

[96.15] Hayır, hayır! Eğer vazgeçmezse, derhal onu alnından (perçeminden), yakalarız (cehenneme atarız).

[96.16] O yalancı, günahkâr alından (perçemden),

[96.17] O, hemen gidip meclisini (kendi taraftarlarını) çağırsın.

[96.18] Biz de zebânîleri çağıracağız.

[96.19] Hayır! Ona uyma! Allah'a secde et ve (yalnızca O'na) yaklaş!

 

Kadr Sûresi

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm

 

[97.1] Biz onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik.

[97.2] Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin?

[97.3] Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır.

[97.4] O gecede, Rablerinin izniyle melekler ve Ruh (Cebrail), her iş için iner dururlar.

[97.5] O gece, esenlik doludur. Tâ fecrin doğuşuna kadar.

 

Beyyine Sûresi

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm

 

[98.1] Apaçık delil kendilerine gelinceye kadar ehl-i kitaptan ve müşriklerden inkârcılar (küfürden) ayrılacak değillerdi.

[98.2] (İşte o apaçık delil,) Allah tarafından gönderilen ve tertemiz sahifeleri okuyan bir elçidir.

[98.3] En doğru hükümler vardır şu sahifelerde.

[98.4] Kendilerine kitap verilenler ancak o açık delil (Peygamber) kendilerine geldikten sonra ayrılığa düştüler.

[98.5] Halbuki onlara ancak, dini yalnız O'na has kılarak ve hanifler olarak Allah'a kulluk etmeleri, namaz kılmaları ve zekât vermeleri emrolunmuştu. Sağlam din de budur.

[98.6] Ehl-i kitap ve müşriklerden olan inkârcılar, içinde ebedî olarak kalacakları cehennem ateşindedirler. İşte halkın en şerlileri onlardır.

[98.7] İman edip sâlih ameller işleyenlere gelince, halkın en hayırlısı da onlardır.

[98.8] Onların Rableri katındaki mükâfatları, zemininden ırmaklar akan, içinde devamlı olarak kalacakları Adn cennetleridir. Allah kendilerinden hoşnut olmuş, onlar da Allah'tan hoşnut olmuşlardır. Bu söylenenler hep Rabbinden korkan (O'na saygı gösterenler) içindir.

 

Zilzâl Sûresi

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm

 

[99.1] Yerküre kendine has sarsıntısıyla sallandığı,

[99.2] Toprak ağırlıklarını dışarı çıkardığı,

[99.3] Ve insan "Ne oluyor buna!" dediği vakit,

[99.4] İşte o gün (yer) haberlerini anlatır,

[99.5] Rabbinin ona bildirmesiyle.

[99.6] O gün insanlar amellerini görmeleri (karşılığını almaları) için darmadağınık geri dönüp gelirler.

[99.7] Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür.

[99.8] Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu görür.

 

Adiyât Sûresi

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm

 

[100.1] Harıl harıl koşanlara,

[100.2] (Nallarıyla) çakarak kıvılcım saçanlara,

[100.3] (Ansızın) sabah baskını yapanlara,

[100.4] Orada tozu dumana katanlara,

[100.5] Derken orada bir topluluğun ta ortasına girenlere yemin ederim ki ,

[100.6] Şüphesiz insan, Rabbine karşı pek nankördür.

[100.7] Şüphesiz buna kendisi de şahittir ,

[100.8] Ve o, mal sevgisine de aşırı derecede düşkündür.

[100.9] Kabirlerde bulunanların diriltilip dışarı atıldığını düşünmez mi?

[100.10] Ve kalplerde gizlenenler ortaya konduğu zaman ,

[100.11] Şüphesiz Rableri o gün onlardan tamamıyle haberdardır.

 

Kâria Sûresi

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm

 

[101.1] Kâria (kıyamet)!

[101.2] Nedir o Kâria?

[101.3] O Kârianın ne olduğunu bilir misin?

[101.4] İnsanların, ateşin etrafını sarmış pervaneler gibi olur,

[101.5] Dağların da atılmış renkli yüne dönüştüğü gündür (o Kâria!)

[101.6] O gün kimin tartılan ameli ağır gelirse.

[101.7] İşte o, hoşnut edici bir yaşayış içinde olur.

[101.8] Ameli yeğni olana gelince.

[101.9] İşte onun anası (yeri, yurdu) Hâviye'dir.

[101.10] Nedir o (Hâviye) bilir misin?

[101.11] Kızgın ateş!

 

Tekâsür Sûresi

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm

 

[102.1] Çokluk kuruntusu sizi o derece oyaladı ki,

[102.2] Nihayet kabirleri ziyaret ettiniz.

[102.3] Hayır! Yakında bileceksiniz!

[102.4] Elbette yakında bileceksiniz!

[102.5] Gerçek öyle değil! Kesin bilgi ile bilmiş olsaydınız,

[102.6] Mutlaka cehennem ateşini görürdünüz.

[102.7] Sonra ahirette onu çıplak gözle göreceksiniz.

[102.8] Nihayet o gün (dünyada yararlandığınız) nimetlerden elbette ve elbette hesaba çekileceksiniz.

 

Asr Sûresi

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm

 

[103.1] Asra yemin ederim ki

[103.2] İnsan gerçekten ziyan içindedir.

[103.3] Bundan ancak iman edip iyi ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır.

 

Hümeze Sûresi

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm

 

[104.1] Arkadan çekiştirmeyi, yüze karşı eğlenmeyi âdet edinen herkesin vay haline!

[104.2] O ki, toplamış ve onu sayıp durmuştur.

[104.3] (O), malının kendisini ebedî kılacağını zanneder.

[104.4] Hayır! Andolsun ki o, Hutame'ye atılacaktır.

[104.5] Hutame'nin ne olduğunu bilir misin?

[104.6] Allah'ın, tutuşturulmuş ateşidir.

[104.7] (Yandıkça) tırmanıp kalplerin ta üstüne çıkar.

[104.8] O ,onların üzerine kapatılıp kilitlenecektir.

[104.9] (Bu ateşin içinde) uzatılmış sütunlara bağlanmışlar.

 

Fil Sûresi

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm

 

[105.1] Rabbin fil sahiplerine neler etti, görmedin mi?

[105.2] Onların kötü planlarını boşa çıkarmadı mı?

[105.3] Onların üstüne ebâbil kuşlarını gönderdi.

[105.4] O kuşlar, onların üzerlerine pişkin tuğladan yapılmış taşlar atıyordu.

[105.5] Böylece Allah onları yenilip çiğnenmiş ekine çevirdi.

 

Kureyş Sûresi

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm

 

[106.1] Kureyş'e kolaylaştırıldığı,

[106.2] Evet, kış ve yaz seyahatleri onlara kolaylaştırıldığı için ,

[106.3] Onlar, şu evin Rabbine kulluk etsinler,ki,

[106.4] Kendilerini açlıktan doyuran ve her çeşit korkudan emin kıldı.

 

Mâun Sûresi

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm

 

[107.1] Dini yalanlayanı gördün mü?

[107.2] İşte o, yetimi itip kakar;

[107.3] Yoksulu doyurmaya teşvik etmez;

[107.4] Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki,

[107.5] Onlar namazlarını ciddiye almazlar.

[107.6] Onlar gösteriş yapanlardır,

[107.7] Ve hayra da mâni olurlar.

 

Kevser Sûresi

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm

 

[108.1] (Resûlum!) Kuşkusuz biz sana Kevser'i verdik.

[108.2] Şimdi sen Rabbine kulluk et ve kurban kes.

[108.3] Asıl sonu kesik olan, şüphesiz sana hınç besleyendir.

 

Kâfirûn Sûresi

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm

 

[109.1] (Resûlüm!) De ki: Ey kâfirler!

[109.2] Ben sizin tapmakta olduklarınıza tapmam.

[109.3] Siz de benim taptığıma tapmıyorsunuz.

[109.4] Ben de sizin taptıklarınıza asla tapacak değilim.

[109.5] Evet, siz de benim taptığıma tapıyor değilsiniz.

[109.6] Sizin dininiz size, benim dinim de banadır.

 

Nasr Sûresi

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm

 

[110.1] Allah'ın yardımı ve zaferi geldiği,

[110.2] Ve insanların bölük bölük Allah'ın dinine girmekte olduklarını gördüğün vakit ,

[110.3] Rabbine hamdederek O'nu tesbih et ve O'ndan mağfiret dile. Çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir.

 

Tebbet Sûresi

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm

 

[111.1] Ebu Leheb'in iki eli kurusun! Kurudu da.

[111.2] Malı ve kazandıkları ona fayda vermedi.

[111.3] O, alevli bir ateşte yanacak.

[111.4] Odun taşıyıcı olarak karısı da (ateşe girecek).

[111.5] Ve boynunda hurma lifinden bükülmüş bir ip olduğu halde.

 

İhlâs Sûresi

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm

 

[112.1] De ki: O, Allah birdir.

[112.2] Allah sameddir.

[112.3] O, doğurmamış ve doğmamıştır.

[112.4] Onun hiçbir dengi yoktur.

 

Felak Sûresi

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm

 

[113.1] De ki:"Ben ağaran sabahın Rabbine sığınırım,

[113.2] Yarattığı şeylerin şerrinden,

[113.3] Karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden,

[113.4] Ve düğümlere üfürüp büyü yapan üfürükçülerin şerrinden ,

[113.5] Ve kıskandığı vakit kıskanç kişinin şerrinden sabahın Rabbine sığınırım!

 

Nâs Sûresi

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm

 

[114.1] De ki: Sığınırım ben insanların Rabbine,

[114.2] İnsanların Melikine (mutlak sahip ve hakimine),

[114.3] İnsanların İlâhına.

[114.4] O sinsi vesvesenin şerrinden,

[114.5] O ki insanların göğüslerine (kötü düşünceler)fısıldar.

[114.6] Gerek cinlerden,gerek insanlardan(olan bütün vesvesecilerin şerrinden Allah'a sığınırım!